Fındık Bahçesinden Birliğe

Zamanın içinde kayboluyoruz. Bazen işimizin bazen de çocukların derdine düşüyoruz. Günlük hâllerimizin içinde kayboluyoruz. Varlığımızın, özümüzün aslını unutup günlük hâllerimizin içinde boğuluyoruz. İşte bu yitip gitme içinde unuttuğumuz bir şey var: “Hak Sende”. Bizim “Hak Sende” adında kocaman bir ailemiz var. Bu oluşumun içerisinde mutluluklarımız, üzüntülerimiz, acılarımız, kardeşliklerimiz var. Burada yalan olmayan gerçekliklerimiz var. İşte bu anlattıklarımın en canlı ve güzel örneği benim için fındık bahçesi oldu.
“Hak Sende” canları olarak geçtiğimiz ağustos ayında fındık bahçesinde buluşup bir araya geldik. Bahçemizde alabildiğine fındık ağaçları vardı ve fındık toplama zamanı gelmişti. O gün hem fındık toplandı hem de bir araya gelmenin mutluluğu yaşandı. Fındık toplamaya başladığımızda hava çok sıcaktı, havanın bunaltıcı sıcağını unutturan ise kardeşlerin birlik bütünlük içinde çalışmasıydı. Hepimiz birbirimizden güç alarak çalıştık. Bazılarımız oraya çocukları ile gelmişti. Çocuklar da doğayla iç içe olmanın mutluluğunu yaşadı. Onlar da bahçede bize zaman zaman yardım ettiler zaman zaman da oyunlar oynadılar. Herkes işini severek yapıyordu. Günün sonunda yorgunduk ama yine de gülümsüyor, yorgunluğumuzu hissetmiyorduk. Sofralar kuruldu, getirilen yiyecekler serildi, içecekler hazırlandı; lokmalar sunuldu. Adeta bir birlik sofrası oldu. Deyişler söylendi, sohbetler edildi. Samimiyetle edilen sohbetlerde hepimiz öz varımızla orada olduk. Ellerimiz tozlu, topraklıydı ama kirlendik, demedik. Çocuklar topraklı, çamurluydu ama onlara kirlendiniz demedik. Betona o kadar yapışıp kalmıştı ki bedenlerimiz toprakla temizlendik, paklandık. Sıkıştığımız o beton duvarlarda toprağı anlayamamış, koklayamamış ve onun değerini bilememişiz.
O gün, o bahçede yalnızca fındık toplamadık. Özümüze ulaşma çabası içerisindeyken kardeşlerimizin desteğini, elini, emeğini de kavradık. Bu sevgi, bu anlayış, bu emek karşılıksız vermenin en saf hâliydi, bunu gördük. Bu hâlleri ve inançları deneyimlemenin de ne derece mühim olduğunu biliyoruz. Örneğin birliğimizin gücünü ve bir araya geldiğimizde neler başarabildiğimizi fındık bahçesine gidip çalıştığımızda gördüm. İşte o zaman “birlikten kuvvet doğar” sözünün gerçek anlamına eriştiğimi fark ettim. Çünkü birlik olmak, birkaç kişinin bir araya gelerek ortak yaptığı şeylerden çok daha fazlasıydı. Birlik olmak; ruhunla, hâlinle aynı istikamette olan canlarla olmak ve çalışmaktı, üretmekti.
Birbirine özden bakan canlarla hemhâl olan herkese selam olsun.

Bahçede çalışıp birlik olundu
Canlar birbirine hep güzel baktı
Emeğin tadına bir başka vardı
Herkesin gönlüne kardeşlik doğdu

Ağaçta toprakta Hakk’ı seyrettik
Doğanın aldığı nefesi bildik
Dengede kalmayı toprakta gördük
Herkesin gönlüne kardeşlik doğdu

Çocuklar özgürdü mutlu oldular
Doğanın içinde bütün kaldılar
Hijyen olmadan da temiz oldular
Herkesin gönlüne kardeşlik doğdu

Betondan bezmiştik gülemiyorduk
Şehirin yükünden kalkamıyorduk
Doğaya bakınca Hakk’a kavuştuk
Herkesin gönlüne kardeşlik doğdu

Kadınlar erkekler sıra sıraydı
Renin’im niyetler tüme faydaydı
Samimiyet ile yardımlaşmaydı
Herkesin gönlüne kardeşlik doğdu

Renin ŞAHİN